Synthesizer Meraklıları Röportajları serisinin bu seferki konuğu Efe Çakır. Efe Çakır’ı ve kendin yap synthesizer modüllerini sosyal medyada sık sık paylaşıyoruz. Kendisinin bu maceraya nasıl başladığını ve ilginç ipuçlarını röportajımızda bulabilirsiniz
Bize kendinden bahseder misiniz ?
Merhaba adım Efe 🙂 5 ocak 1994 doğumluyum. İlkokul yıllarımda trompet çalmaya başladım. İmer Demirer’in 2 sene boyunca öğrencisi oldum bu benim için çok özel bir fırsattı. Lise dönemimde ilgim biraz değişti ve başka şeylere yöneldim. Liseyi bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Urdu dili ve Edebiyatına girdim ve bir süre devam ettim. O sırada IOS uygulamaları yazmaya başladım ve 2 oyun yayınladık. Bu süreçte daha çok Dj’liğe yöneldim.
Synthesizerlara olan ilginiz ne zaman başladı ?
Beni müzikle ve synthesizerlar ile tanıştıran abim Tunç Çakır’dır. Synthesizerlar ile ilgili bildiğim herşeyi ondan öğrendim halada öğreniyorum. Kendimizi geliştirmeden duramıyoruz 🙂 Evde ilk microkorg gördüm. Abim sayesinde çok çeşitli analog veya dijital birçok enstrümana dokundum. Fakat benim ilgimi değiştiren modüler sistemler oldu. Abim birgün aldı ve eve getirdi o günden sonra herşey değişti.
Kendin yap synthesizer projelerinize nasıl başladınız ?
Çok fazla kullandık en sonunda merak edip incelemeye başladık. İlk başlarda daha çok cv generator gibi devreler ile ilgilendik. Var olan devreleri değiştirmek ve var olan sistemimize uyarlamak çok fazla ilgimizi çekti. Yani yapılmayan, satılmayan çok eski devrelerde var bunlarıda keşfettikçe daha eğlenceli oldu. Bunun yanı sıra var olan modülleri ve synthesizerları seviyoruz. Tasarımlarının o halde olmalarını da seviyoruz çünkü biri sizin için o devreleri tasarlamış. Ama her modülde veya synthesizer da bu durumu söyleyemeyeceğim. Bu işin sonuçta ticari bir yönü var ve firmalar fiyat performans olarak devre elemanı, konnektör vb. şeyler kullanmayı tercih ediyorlar. Yani en en en özelini dükkandan satın alamıyorsunuz. Bu bölüm biraz konunun dışında o yüzden çok değinmiyorum 🙂
Kendi devrelerinizi mi geliştiriyorsunuz ? yoksa açık kaynaklı devrelerden mi yararlanıyorsunuz ?
İkisi de. ilk başlarda açık kaynaklı devreleri yapmaya başladık. Çünkü çok büyük bir insanlık mirası söz konusu. Bir devrenin tarihsel gelişimini gözlemleme fırsatınız oluyor. Birbirileri arasındaki farklara daha hakim olmanızı sağlıyor. Bu devreleri değiştirerek başladık eklemeler yaptık. Kendimize göre kullanım kolaylıkları sağlayacak özellikler eklemeye çalıştık. Ve bu birikim kendi devrelerimizi yapmamızda olanak sağlıyor. Ama mucit (yeni bir buluş ortaya koyan kimse.) olarak adlandırılamaz onun yerine devre tasarımcısı demek daha doğru olur.
Şimdiye kadar hangi devreleri geliştirdiniz ?
Diy kitler hariç 35’in üzerinde farklı devre birleştirdik. Tek tek yazmak istemedim uzun olur 🙂 Eurorack olanlarda var standalone olanlarda. Ama ağırlık Eurorack devrelerinde. Sistemin modüler olmasını seviyor ve destekliyoruz. Tabiki her yaptığımız devreyi birleştirmiyoruz. Çünkü belirli bir maliyeti var. Ama en önemlisi, birşeye sahip olmanın bir sorumluluğu ve bedeli var. Bugün birçok devre elemanının arkasında çok büyük bir insan emeği ve enerji kaynakları var. O yüzden birleştirmeden önce emin olmak istiyoruz.
Kendin yap kolay mı ?
Doğrusu kolay. Eğer ki şemayı anlamak ve öğrenmek istemiyorsanız, devre elemanlarının yönlerini bilmeniz ve lehim yapabilmeniz yeterli. Bazı firmalar şemalarını full diy kit alsanız bile paylaşmıyor. Puzzle yapmak gibi. Ama gerçekte hesap ve duyum işi. (Burada duyum derken aslında geniş bir alandan bahsediyorum. Akustiği düzenlenmiş odadan, kablolarınıza, evin elektriğine kadar herşeyiyle bir bütün.)
Kendin yap devrelerde bazen sorun yaşadığınızda o zaman çözüm üretebiliyor olmanız lazım orada işler biraz karmaşıklaşıyor. Ne ile karşılaşacağınızın ihtimali çok çeşitli.
Sorun olduğunda devrenin şemasını okumanız anlamanız takip etmeniz ve sorunu çözmeniz gerekir.
Projenin hangi evrelerden geçtiğinden bahseder misiniz? ( Şema ;devre tahtası , devre elemanları , panel gibi )
Açık kaynaklı veya kendi tasarımımızda olsa devreleri önce breadboard ta kuruyoruz. Orada uzun süre geçiriyorlar. Bazen malzeme tedarik etmek gerekiyor. Birkaç şekilde kuruyor A-B yapıyoruz, karşılaştırıyoruz. Sonrasında şemanın en son halini, bilgisayarda devre tasarım programlarına çiziyoruz. Burada bir karar vermek gerekiyor. Devreyi bazen bakır plakete basıyoruz bazen delikli plaketlere yapıyoruz. Eğer bakır plaketlere aktarmak istiyorsak; bakır plaket üstündeki yolları tekrar çiziyoruz. Sonrasinda panel çizimini bilgisayarda yapıyor, çıktısını alıyoruz. Paneli kendimiz deliyoruz ve yazılarını yazıyoruz. Fakat bu kendimiz için yaptığımız prototipler. Yani nihai kullanıcı ürünü olsa prototip için bile daha başka bir yol izlemek gerekiyor. Panel ile devre kartını birleştiriyor varsa kalibrasyonlarını yapıyoruz. Test ediyoruz.
Bu anlattığım süreç devre üretim aşamasında çeşitlilik gösterebiliyor. Birçok şekilde üretme seçeneğiniz var. Genel hatlarıyla aşamalardan bahsetmeye çalıştım.
Türkiye’de kendin yap synthesizer elektronik projeleri için gereksinimleri bulmakta zorlanıyor musunuz ?
Söyleki; aslında çok fazla devre elemanı satan yer var. Sadece çok kaliteli, çok çeşit ve çok özel şeyler yok. Ayrıca vurgulamak istiyorum çok fazla sahte entegre ve transistör var. Bunları fark etmek ayırt etmek gerçekten zor oluyor.
Türkiye’de internet üzerinden satış yapmayan elektronikçilerin ellerinde geçmiş yıllardan kalma çok efsane transistörlere denk gelebilirsiniz. Yinede Turkiyenin elektronik tedariği başka sektör üzerine kurulu. Bunu göz önünde bulundurmak gerekiyor. Konu müzik olunca birkaç gelişmiş ülke dışında malzemeleri tek bir yerden alma şansınız yok. O noktada Türkiye’ye bir çok ürünü sipariş edebilirsiniz. Türkiye’de belirli elektronik standartlarını oluşturan, kurumların yönetmelikleri biraz daha rahat. Bu durum hem avantaj hem dezavantaj. Eğer ki her ürünün belirli standartlara uygun olanını alırsanız maliyeti yüksek olur. Buda gelişmekte olan bir sektör için; üretim aşaması (yani üretim sürecinde daha çok izne başvurmanız gerekir.)satın almalar vb. daha maliyetli olur. Her bir iznin maliyeti var. Her ürün kalitesinin de bir pazarı var. Düşük kaliteli ürün üretmek iyi mi kötü mü bunu tartışmıyorum bu bir vizyon, bütçe ve birçok etken meselesi. Ama birde gercekler var.
Bugun burada onlarca synthesizer yapan olsa daha çeşitli ve kaliteli devre elemanına vb. ulaşmanız daha kolaylaşır. O yüzden bu gelişmeler doğrultusunda Türkiye ne iyi nede kotu bir yerde.
Bu macera’ya atılacak synthesizer meraklılarına tavsiyeleriniz nelerdir ?
Ben bilir kişiyim böyle olur bu iş diyemem, her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır ama bir çok defa tecrübe edilmiş bir işin genel hatlarını tekrar tekrar aramaya gerek yok. Bu noktada bazı paylaşabileceğim ortak sorun veya tavsiye olabilir.
Özellikle konu synthesizer ise önce müzik dinlemelerini, biraz bile olsa kulaklarını eğitmelerini tavsiye ederim. Bu şekilde dinlediğinizde birçok şeyi keşfediyorsunuz. En başında insanı. Dinlemek işte bu yüzden çok önemli. Ayrıca yaptıkları devrenin müzik aleti olduğunu hatırlatmak isterim 🙂 Çok olumsuzluk tecrübe edeceklerdir, bu teşvikleri olsun. Çeşitli kaynaklardan okumak ve araştırmak. Çeşitli üretilmiş synthesizerları kullanmak keşfetmek. Ama hepsinin ötesinde düzenli ve planlı olmak. Şartlar istediğiniz gibi gitmesede uyum sağlayabilmek önemli.
Bu macera hobi olarak mı devam edicek yoksa sizi gelicekte superbooth’da görebilecek miyiz ?
Çok büyük konuşmak istemiyorum. Fakat ilerleyen zamanlarda şartlar istediğimiz gibi olursa, ilerki hedefimiz elbette Superbooth gibi etkinlikler ile kendimizi daha geniş kitlelere takdim etmek. Bizim önceliğimiz burada synthesizerı fakat özellikle modüler sistemi yaygınlaştırmak ve ülke olarak sahip olduğumuz potansiyeli, gerek üretim gerek müzisyen açısından diğer ülkeler ile paylaşmaktır. Rol modelleri kabul ettiğimiz, öncü synthesizer tasarımcıları veya yeni sistemlerin kurucuları, yaşadıkları ülke fark etmeksizin, önce kendi ülkelerinde büyük uğraşlar sonucu insanlarla paylaştılar, müzisyenlere, aranjörlere, prodüktörlere vb. sevdirdiler. Sadece üretmek değil anlatmakta istiyoruz.